Keremali Yaylası – Çamlıca Gölü Çadır Kampı

Keremali Yaylası İstanbul çevresinde kamp alanları araştırırken adını sık sık duyduğum, fotoğraflarına bayıldığım ve hep gitmek istediğim yerlerden biriydi. Ekim 2018 Delmece yaylası kamp faaliyetinde tanıştığımız değerli abilerim ve arkadaşlarımla Keremali Yaylası kampını planlayıp 11 kişi olarak sabah erkenden İstanbul’ dan yola koyulduk. Yayla yolunun son 45 dakikalık kısmı oldukça bozuk ve yer yer dar geçişler olduğu için yavaş hareket etmek zorunda kaldık. Kamp alanına yaklaşık 3 km kadar yaklaştığımızda eriyen kar sularının etkisiyle taş ve kayaların düşüp yolu kapattığını gördük. Şoför dahil 12 kişi yaklaşık 20 dakika uğraşıp yolu araç geçecek kadar açmayı başardık.

Yoldaki taşları kayaları ekip halinde yuvarlayıp tekrar yola koyulduk ki bu sefer de 1 km kadar ilerledikten sonra kar sürpriziyle karşılaştık ara ara koca minibüsü iterek ilerleyebilmiş olsak da kamp alanına son 1300 metre kala araç kara gömüldü, ilerleyemeyecek bir hale geldi. Yerde 50 cm kar görmeyi mart ayının sonunda hiç birimiz beklemiyorduk. Biraz şaşkın, biraz heyecanlı ama daha çok kamp yüküyle rakım çıkmanın gerilimini yaşıyorduk. Nasılsa kamp alanına kadar araçla gidilecek diye çok fazla malzemeyle yola çıkmıştık. 🙂 Aracı orada bırakıp yürümeye başladık.

Keremali Yayla yolu

Ellerimizde poşetler, su damacanaları ile 100-150 metre kadar yükselerek 1300 metrelik uzun ve zorlu bir yürüyüşün sonunda yayla üzerinde bulunan Çamlıca Gölü sisler içinde büyüleyici manzarasıyla bizi karşıladı. Aşırı yükle bata çıka yürürken düşen modumuza ve çektiğimiz onca zahmete değecek büyüleyici bir ortamla karşılaşmanın mutluluğunu yaşıyorduk.

Sakarya Keremali Yaylası / Çamlıca Gölü
Çamlıca Gölü ;

Keremali Dağları’ nın 1543 metre yüksekliğinde bulunan ve yaklaşık 60 bin metre kare alana sahip bir göldür. Boyu 600 metre, eni 100 metre, derinliği ise yaklaşık 7 – 8 metredir. Doğa severleri her açıdan tatmin edecek Keremali Yaylası 1543 rakımıyla her mevsim serin, geceleri ise soğuk hissettirecek bir yer. Gölün hemen yanı başında boş bir yayla evi var, yaklaşık 250 metre kuzeyde 15 – 20 hanelik bir yerleşim var ancak kimseler yoktu. Yöre halkı muhtemelen yaylayı sadece yazları kullanıyor. Göle 50 metre mesafede bir çeşme var, çeşmenin suyu temiz. Yemek yapımında, su kaynatıp çay/kahve yapımında ve temizlik işlerinde kullandık. Çeşme suyunun tadı fena değil, hiç birimizde karın ağrısına sebep olmadı.

İstanbul çevresi kamp alanları arayanların mutlaka uğraması gereken bir yer.


Kampta Neler Yaşadık ;

Öğlen saat 13.00 gibi kamp alanına ulaştığımızda sisli ve hafif serin bir hava vardı. Yaylanın etrafı dağlarla çevrili, dağların kuzey yamaçları hala karlı iken, güneyde kalan kısımları ve yayla da yeşil renk hakimdi.

Toplam 7 tane çadır kurduk; Salewa Bergen, Ferrino Emperor 2 HighLab, Marmot Alvar, Altera, Vaude Campo Compact Xt, Husky Falcon, Arpenaz2.

Akşam üzeri hava soğumaya başladı, daha önceden ateş yakılmış bir yer bulduk bizde oraya ateş yakıp kamp ateşinin etrafında çay/kahve içip ısınmaya çalıştık. saat 21.30 gibi rüzgar çıktı -7 derecede olan havanın soğuğunu daha fazla hissetmeye başlayınca ateş başında bile daha fazla duramadık yarım saat daha oturup çadırlara dağıldık.

Hepimiz o hafta İstanbul’ da ki yaz havasına aldanıp, yüksek yaylaların soğuk olduğunu unutup nispeten ince kıyafetlerle geldiğimiz için soğuktan etkilendik. Yine de yayla kampını seviyoruz 🙂

Kahvaltımızı yoldayken araç içinde yanımızda getirdiklerimizle yaptık, öğle yemeğinde bireysel noodle gibi şeyler yedik, akşam yemeği için 11 kişilik; salata, bulgur pilavı ve tavuk ızgara yaptık.

Kampta akşam yemeğimiz.

Gece sıcaklık -13 derecelere kadar düştü ve rüzgar şiddetini artırdı. Bir arkadaşımızın çadırı(altera) rüzgardan etkilendiği için yayla evinin balkonuna taşıdık. Gece dışarı çıktığımızda neredeyse her şeyin donduğunu gördük.

Çadırımda bir arkadaşımla beraber kaldık. Çadırımın bagajı geniş ve yüksek olduğu için kamp ocağında çay demledik, fotoğraftaki mini katlanır masayı çadırın içine kurup kuru yemiş, çay, kahve eşliğinde muhabbet ettik. Dışarıda esen rüzgarı dinlerken çadırın içinde olduğumuza şükrettik 🙂

Havanın bu denli soğuk olacağını düşünmediğim için, Alpinist marka(-10 derece konfor, -20 limit, -30 ekstrem) uyku tulumumla değil, Robens marka(+4 derece konfor, -2 limit, -17 ekstrem) uyku tulumumla geldiğim için güneş doğana kadar üşüdüm. Sabah çadırdan çıktığımızda her şey donmuştu.

Vaude campo compact xt 2p

Sabah kahvaltısı için bir kaç kişi hazırlık yaparken birkaç arkadaşımla beraber ateş için odun toplamaya çıktık. Döndüğümüz de çadır bölgemizde yaklaşık 200 kadar kişiyi görünce şok olduk, izinsiz çadırlarımızın içine kadar girip fotoğraf çekenleri ve malzemelerimizi izinsiz kullananları gördüğümüzde söyleyecek hiç bir kelime bulamadık bulamıyorum da. Belediye sponsorlu bir doğa yürüyüşü etkinliğiymiş onu öğrendik güya gençlere doğa sevgisi aşılamak içinmiş ama izinsiz malzeme kullandıkları neyse grup uzaklaştıktan sonra yarım saate yakın etrafa attıkları çöpleri toplayıp, araca ulaşana kadar kamp yükümüze birde 200 kişinin çöp yükünü ekledik. Doğada olmayı seviyorum demekle olmuyor doğayı da seveceksin. Bunu bir kültür olarak görüp yaşamak gerekiyor, önce bunu bilelim.

Keremali Yaylasını ulaşımı ve konumundan dolayı genellikle doğa bilinci ve kamp kültürü olan kişiler ziyaret ettiği için temiz kalmış, gitmeyi düşünüyorsanız lütfen sizde gerekli hassasiyeti gösterin, şimdiden iyi kamplar.

2 comments

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s