Büyülü bir ortamda doğayla baş başa kamp yapmak için Düzce’ ye bağlı Torkul Göleti harika bir yer, araçla ulaşımı gayet rahat. Yolun son yarım saatlik kısmında telefon ve internet çekmiyor, daha kamp alanına ulaşmadan yayla yolunda gördüğümüz manzaralarla ziyadesiyle mest olduk. Göletin yaklaşık 150m yakınına aracımızı park ettik.

---

. Torkul yaylası ve göleti

---

. Torkul yaylası ve göletine nasıl gidilir?

İstanbul’ a yaklaşık 250km mesafede bulunuyor, mola vererek 3 saate ulaşım sağlayabildik. İstanbul-Ankara otoyolundan ayrıldıktan sonra yaklaşık olarak 35km sonra Torkul göletine ulaşım sağlanıyor, gölete ve yaylalara giden yolda 16km öncesinden itibaren tabelaları takip ederek ulaşım sağlayabilirsiniz çünkü internet çekmediği için navigasyon kullanılmıyor.

Yaklaşık 45dk süren yayla yolu bol virajlı ancak her aracın çıkabileceği kadar düzgün, kar ve yağmur suyunun etkisiyle yolda çok fazla çukur oluşmuş ama öyle çok da derin değil, yol manzarasının tadını çıkararak yavaş ve dikkatli bir şekilde keyifli bir yolculuğu oluyor. Yaylaya yaklaştığınızda sağda bir çeşme göreceksiniz çeşmeyi geçtikten sonraki yol ayrımında sağdan rampa yukarı çıkan yolu kullandık biz gayet düzgündü, diğer yolun nereye gittiğini ve durumunu bilen varsa yoruma yazsın lütfen.

---

. Neler yaşadık ve neler yapılır/neler yapılmaz?

9-10 Ekim tarihlerinde yaptığımız torkul kampı öncesinde yolda vakit kaybetmemek için alışverişimizi İstanbul’ da yapıp akşamdan sırt çantalarımızı hazırladık. Kamp alanının çok yakınına kadar araçla ulaşım imkanı olduğu için konfor odaklı bir kamp yapmayı planladık ve bagajın tamamını doldurduk 🙂 sabah 6 da yola çıktık, 3 yerde mola verdikten sonra saat 8.15 gibi yayla yoluna girdik telefonların çekmediğini farkettik. Yoldaki tabelaları takip ederek Odayeri yaylasını geçip saat 9 da Torkul göletine ulaştık.

Göletin çevresinde sadece bir aile ve 2 çadırlık arkadaş grubu ile karşılaştık. Kimseye rahatsızlık vermemek için gölün karşı tarafında harika manzarası olan düzlük bir alana kampımızı kurduk, küçük tüp ve döküm tavada mantarlı soğanlı yumurta pişirip çay eşliğinde tadı damağımızda kalan bir kahvaltı yapıp etrafı dolaşmaya koyulduk.

Bir kaç saat etrafı gezdikten sonra kamp alanında sandalyelerimize oturup doğanın tadını çıkarırken daha önce bir çok faaliyetine katıldığımız bir doğa sporları kulübü 48 kişilik bir grupla geldi, bizim huzurlu kamp alanımız metrobüs durağına döndü :))) ziyanı yok tanıdığımız sevdiğimiz kişiler var aralarında diye düşündük ama akşam yemeğinden sonra neredeyse hepsi alkolü o kadar abarttılar ki son ses müzikler çığlıklar kahkahalar tüm ormanda yankılandı, bir çok yere gereksiz ateş yakıp çevreye verdikleri zarar ve rahatsızlıkları gördükçe üzüldük. Ne doğaya ne de spora uygun hiç bir tarafı yoktu. Gece saat 1.30 gibi uyarıda bulunduk ama 1 saat kadar aynı durumlar devam etti. Sadece kamp alanından uzaklaşırken çöpleri toplamakla duyarlı olunmuyor ne yazık ki umarım doğa sporları kulüpleri doğaya ve çevreye saygıyı aşılayıp bu bilinç üzerine de doğada gayet eğlenip keyifli zamanlar geçirilebileceğini öğrenip sonra da öğretmeyi bir an önce kendilerine amaç edinebilirler. Gece yürüyüşünde toprağın altındaki karıncaları rahatsız etmeyelim uyarısı yapan kulübün bu hale geldiğini görmek bizleri fazlasıyla üzdü.

Tüm yiyeceklerimizi bozulmaması için 50lt kapasiteli tekerlekli bir soğutucuyla getirdik. Öğle yemeğinde döküm tavada biftek, akşam yemeği için mantar ısıtıp, noodle yedik. Bol bol çay/kahve, kuruyemiş ve meyve ile keyif kampı mantığından ayrılmadık, nasılsa araçla gidiyoruz diye çift kişilik şişme yatak ve yastıklar kullandık :))

Araç park ettiğimiz yerdeki çeşmeden çay için su doldurup, bulaşıklarımızı yıkadık. Biriken çöplerimizi yatmadan önce çöp kovalarına attık, gece hayvanlar kokuya gelip çöpleri etrafa saçmaması için.

Öğle yemeğinden sonra Torkul yaylasına bir yürüyüş yaptık, yayla halkıyla karşılaştık sıcak kanlı insanlardı. Yayla gölete göre daha hakim bir konumda daha uzak manzaraları izledikten sonra kampımıza dönüş yaptık. 10 ekim pazar günü öğleden sonra saat 16.00 gibi kamp alanından ayrılıp İstanbul dönüş yoluna koyulduk.

Neler yapılabilir

. Bizim gibi şanssız değilseniz, genellikle sakin huzurlu ve keyifli zamanlar geçirebilirsiniz.

. Bol bol fotoğraf çekebileceğiniz eşsiz güzellikleri var.

. Yayla ve gölet çevresinde doğa yürüyüşleri yapabilirsiniz.

. Olta balıkçılığı yapabilirsiniz, kamptaki aile 3 balık yakalamıştı.

. Sizden öncekilerin çöplerini toplayabilirsiniz.

Neler yapılmaz

. Gölet çevresi kamp alanı çok fazla büyük olmadığı için gürültü yapılmaz.

. Saklı cennet torkuldan ayrılırken çöp bırakılmaz.

. Kurallara uygun değilse balık avcılığı yapılmaz.

---

. Neler var, neler yok?

. Herhangi bir tesis, market, tuvalet vs yok.

. Telefon sinyali, internet vs yok.

. Çeşme var

. Ateş yakma imkanı var, etraftan kuru dallar toplayıp önceden ateş yakılmış bir alanı kullanabilirsiniz.

---

. Kullandığımız kıyafet/ekipman ve bölge için öneriler

2 adet sırt çantası, 2 adet 3 mevsim uyku tulumu, şişme yatak, 3-4 mevsim çadır, 2 adet bere, kaz tüyü mont, polar hırka, bileği saran bot, masa/sandalye, döküm tava, piknik tüpü, 50lt soğutucu, kafa fenerleri, yiyecek/içecekler, temizlik kutusu, termos ve kahve bardakları.

Kamp alanında hava öğleden sonra soğumaya başlıyor hava kararana kadar polar hırka iş görüyor, akşam çadır etrafında vakit geçirirken mont kullanmada fayda var. Yatmadan önce yiyeceklerinizi ve çöplerinizi çadırınızın az uzağında poşete koyup ağacın yüksek dallarına asarsanız eğer gece boyu hiçbir hayvan tarafından rahatsız edilmeden güzel bir uyku çekebilirsiniz.

Torkul Göletinde kamp yapmayı düşünenler için umarım referans bir yazı olmuştur, bölgeyi bilenler yada daha önce gidenler var ise yoruma kendi tecrübelerini yazarsa daha fazla bilgilenmiş oluruz. Şimdiden keyifli kamplar dilerim.