Bu yaşıma kadar Muğla ve İzmir’ de yaşadım. Üniversite bittikten sonra çalışmak için İstanbul’a taşındım ve Egenin doğal güzellikleri yerini İstanbul’ un gürültüsü patırtısı stresine bıraktı. Neyse ki ikimize yetecek kadar ekipmanı olan ve doğa sporları ile ilgilenen bir adamla evliyim. Daha önce kamp yapmadığım için endişelerim oldukça fazlaydı. Öncelikle nerede ve nasıl kamp yapacaktık? Ya yabani hayvanlar ? Lavabo ihtiyaçları ? Hava nasıl olacaktı ? Malum kadınların üşüme eşiği erkeklere göre çok daha düşük. Hele ki ben çok üşüyen birisiyim. Tüm bu korkularımı bir yana bırakıp eşimin verdiği gazla kontenjan sayısının sınırlı olduğu ve son anda karar verdiğimiz İstanbul Doğa Sporları Derneğinin 20-21 Ekim 2018 Delmece Kampına kaydolduk.
Sabah 07:00 ‘da İstanbul Doğa otobüsüne bindiğimiz andan itibaren Serhan otobüstekilerle benim Fransız kaldığım ekipman konularına daldı, ben de yaylaya gidene kadar etrafı izledim. 🙂 Otobüste benden başka bir kadının olmaması ilk başta biraz üzdü beni. İlk kampımda bana destek olacak tedirginliğimi üzerimden atmama yardımcı olacak bir hemcins isterdim doğrusu.

Uzun bir yolculuğun ardından Delmece Yaylası tabelasını gördüğüm an geldiğimizi anladım ve heyecandan otobüste oturamadım. Faaliyet Sorumlusu biricik Osman Hocamız tecrübesiyle kamp yapacağımız kuytu bir yer belirledi ve otobüsümüz gidebildiği yere kadar bizi bıraktı. O otobüsten indiğimiz anın verdiği mutluluk o kadar aklımda ki. Gözümü her kapattığımda o ana şahit olabiliyorum hala. Sonbaharın o eşsiz tonları, sararmış ve dökülmüş yapraklar ve yağmur sonrası kokan mis gibi toprak ve ağaç kokusu…
Evet artık kamp alanımıza ulaştık . Öncelikle etrafa bir göz gezdirip düz bir alan belirledik kendimize. Sonra herkes hızlı hızlı çadırını kurdu ve akşam ateş yakılacağı için odun toplamaya koyulduk. Şüphesiz en çok ben topladım 🙂
Akşam 21:00 ‘e kadar hava güzeldi ama tabii ki benim ayaklarım ve ellerim her zamanki gibi buz gibiydi. Açık havanın vermiş olduğu açlık hissiyle odun ateşinde yapılan balıklar mı desem içilen çaylar kahveler mi tadı bir başka oluyor. Ve o kadar çok yerseniz de lavabo ihtiyacınız (çiçek toplama) kaçınılmaz olur. Size tavsiyem uyumadan önce aşırı sıvı tüketmemeniz yoksa o soğukta sıcacık tulumun içinden çıkmak zulüm gelebilir. O gece büyük bir kamp ateşi yakıp herkes birbiriyle konuşup kaynaştı. Serhan ve benim de ileride daha bir çok etkinliklerde beraber olacağımız insanlar tanıdık. Saat 21:00 ‘ de başlayan yağmur daha sonra sağanağa çevirince mecbur çadırlara kaçıştık. Bu arada aramızda gece yürüyüşüne katılmak isteyenler oldu. Serhan her ne yaptıysa beni ikna edemediği için çadırda esir kaldı. 🙂 İlk kez kampa gitmişim sağanak yağış altında yol iz bilmeden doğada neyle karşılaşacağımızı bilmeden gece yürüyüşü ne haddime canım 🙂 Ama yürüyüşten gelenleri görünce de imrenmedim değil doğrusu, neyse sonraki kamplara artık..
Yağmur aşırı şiddetlenince yatmaya karar verdik. Yabani hayvan korkusu, ıslanma korkusu ve -20 konfor derecesi olan uyku tulumum da +2 derece havada bile buz kesmiş ayaklarımla uyumaya çalışırken Serhancım çoktaan horlamaya başladı. Sabah güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra kampımızı topladık, etraftaki tüm çöpleri de toplayıp çantalarımızla birlikte otobüse yükledik. Delmece yaylasından, erikli çifte şelalelere kadar yağmur altında unutamayacağım harika bir yürüyüş yaptık. Erikli şelalelerini gezdikten sonra gözleme yemeyi unutmayın harbiden güzel yapıyorlar.
Ekim 2018 Delmece Kampına katılan herkesle halen görüşüyoruz bir sürü doğa yürüyüşü ve kamp yaptık. Çok daha zorlu şartlarda dağın başında -15 derecelerde karın buzun içinde kamplar da yapmış olsam da bu ilk kampımın yeri bende her zaman bambaşka. Ne zaman dertlensem canımı bir şeye sıksam o an gözümü kapatıp otobüsten indiğim o anı hatırlamaya çalışırım. Siz de artık içinizdeki kamp ateşini yakmaya çekinmeyin, keyifli kamplar dilerim.
Doğada kahrımı çeken ve bana bu sevgiyi aşılayan eşim Serhan’a sevgiler …

















Birlikte kamp yolunu yürüşümüz gibi hissettim, heyecanlı ve güzel bir deneyim olmuş. Bize de deneyimleme cesareti verdiniz, teşekkür ederim.
BeğenLiked by 1 kişi
Okuyup beğenmenize sevindim, teşekkür ederim.☺️
BeğenLiked by 1 kişi
I’m not sure why, but Google Chrome won’t translate your blog as it usually does for others. Can you install a translate widget? Thanks
BeğenLiked by 1 kişi
🥊
BeğenLiked by 2 people
İlk kamp unutulmaz… Bende çok üşümüştüm sonra erciyes derken zirvede bıraktım malum pandemi dönemi beklemedeyim… Ne güzel anlatmışsınız en büyük destekçinizi… bende hayat eşimi dağlarda buldum desem 🥰 elinize sağlık 🙏
BeğenLiked by 2 people
Merhaba, gerçekten ilk kampın tadı bir başka🤗 Umarım pandemi biter ve dilediğimizce gezebiliriz😊
BeğenLiked by 2 people